Haber
Üç kuşaktır motosiklet üzerinden inmeyen aile gündem oldu!

Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’nun 71 yaşındaki kılavuz lideri Orhan Alp, ‘Doğduğum günden beridir motosiklet üzerindeyim daha da inmedim. Bu yaşta motosikletimle bir senede 30 bin kilometreye yakın yol yapıyorum’ dedi.
Oğlu Okan Alp ile 13 yıldır Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’nun kılavuzluğunu organize eden 71 yaşındaki Orhan Alp, “Motosiklet tutkumuz anne karnında başladı” dedi.
Türkiye Motosiklet Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi 42 yaşındaki Okan Alp ve babası Orhan Alp, motosiklet sporuyla iç içe yaşamlarını AA’ya anlattı.
Babası ve annesinin de motosikleti severek kullandığını, 1950 doğumlu olduğunu belirten Orhan Alp, “Biz de bu sevda aileden geliyor, oğlum da aynı vaziyette benim gibi ana karnındayken motosiklete biniyordu.Tek kelimeyle şöyle diyebilirim; araç bedeni taşır, motosiklet ruhu taşır. Motosikletsiz bir hayat düşünemiyorum” ifadelerini kullandı.
“Ben doğuma giderken motosiklet üzerinde gitmişim” diyen Orhan Alp, şunları kaydetti:
“O zamanlar vasıta da yok, babam mecburen annemi motosikletine bindirmiş. Sepetli motosikletle hastaneye gitmişiz. Ondan evvel de ev oturmalarında, gezmeye giderken annemin karnında motosiklete biniyordum. Doğduğum günden beridir motosiklet üzerindeyim daha da inmedim. Bu yaşta motosikletimle bir senede 30 bin kilometreye yakın yol yapıyorum.”
Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’nun kılavuzluğu ile ilgili Orhan Alp, “2008 yılında başladık, oğlum koordinatör ve ben lider olarak görev yapıyorum, 50 kişilik bir ekibimiz var. Yönlendirme ve yol durumunu bildiriyoruz, bisikletlilere, bayrak ve düdükle ikaz ederek yoldaki olumsuzlukları bildiriyoruz” diye konuştu.
Gerekli eğitimi aldıktan ve güvenlikli bir şekilde teçhizatıyla giyindikten sonra motosiklete binmenin güvenli olduğunu ifade eden Orhan Alp, “İşin fiyakasına kaçmayacaksınız. Şeytan kulağına kurşun benim kırığım, çıkığım, çiziğim yok. Aynı vaziyette Allah esirgesin oğlumda da yok, torunumda da yok, eşimde de yok. Bilinçli biniyoruz” şeklinde konuştu.
İlk dönemlerde Alanya’dan başladıkları turu İstanbul’da bitirdiklerini anlatan Orhan, Alp, “Her gün 200 kilometre yol kat ediyorduk. En son bu seneki Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’na da katıldım, Ürgüp’ten başlayacaktık, hava muhalefeti nedeniyle Konya’dan başladık, Alanya, Kemer, Fethiye, Marmaris, Bodrum ve Kuşadası’nda bitirdik” değerlendirmesinde bulundu.
“Bir defa motosiklete bindikten sonra kurtuluşun yok, elindeki bütün imkanları kullanırsın o motosiklete binersin” diyen Orhan Alp, şöyle devam etti:
“Mesela gelinim oğlumla evlenirken ‘kesinlikle motosiklete binmeyeceksin’ demişti. Bir gün gelinimizi motosiklete bir bindirdik ve şimdi gelinim motosiklet kullanıyor. Bu yaştayım, en ufak bir rahatsızlığım yok Kovid-19’dan biraz sıkıntı yaşadım çok şükür atlattık. Türkiye’de motosikletle gitmediğim şehir yok, Ağrı’da, Hakkari’de çocuklara motosiklet eğitimi verdim, hepsine motosikleti aşıladım. Ata Motosiklet Kulübü olarak motosiklet sevgisi aşılıyoruz. Türkiye Motosiklet Federasyonu Başkanımız Bekir Yunus Uçar da bu işlere maddi ve manevi destek veriyor. Herkesi bu motosiklet sporuna davet ediyoruz.”
Yurt dışında Yunanistan’da da motosiklet yarışlarını yaptıklarını belirten Orhan Alp, “Bir gün evden ekmek almaya diye çıkmıştım. Federasyon yönetim kurulu üyeleri Van’a gidiyormuş onları uğurlamak isterken, başkan da sensiz gitmeyiz, deyince, yola çıktık. Eşim aradı, ‘ne oldu ekmek’ diye, ‘dedim, ekmeği Van’dan alıp geleceğim.’ Biz ekmek almaya diye evden çıkıp Van’a da gidiyoruz.” ifadelerini kullandı.
“MOTOSİKLETLE BİR MİLYONUN ÜERİNDE ÇOK RAHAT KİLOMETREM VARDIR”
Ailecek, dededen, babadan ve anneden gelen bir motosiklet tutkusunu yaşadıklarını belirten Okan Alp ise “İlkokul, ortaokul, lise çağları sürekli motosiklet üzerinde, dedem, babam, annem herkes motosiklet kullanıyordu. Tabii doğal olarak çocukları da motosiklet üzerinde doğdu, büyüdü ve gidiyor. İlkokulda arkadaşlarım annem ve babamı motosiklette gördükleri zaman, ‘nasıl yani senin annen ve baban motora mı biniyor, annen ve baban polis mi’ derlerdi. ‘Yok, gezgin bunlar’ derdim, kimse inanamazdı” diye konuştu.
“Motosiklet aşkını çocukluktan yakalayarak bugüne geldik.” diyen Okan Alp, “Hiç kimse motosiklet kullanmak isteyen çocuklarının önlerini kesmesin. Ben 42 yaşındayım anne karnından bu yana motosiklet üzerindeyim. Okuma yazma daha bilmiyorken motosikletim vardı. Tunalı Hilmi Caddesi’ne giderdik babam büyük motosikletle ben küçük motor ile herkes bakardı” şeklinde konuştu.
2008 yılında Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’nun uluslararası bir üst tura yükseldiğini hatırlatan Okan Alp, şöyle devam etti:
“Bu turun kuralı gereği, güvenlik motosikletleri tarafından bisikletlerin yönlendirilmesi gerekiyordu. Biz 2008 yılında bu işe başladık, halen devam ediyoruz şükürler olsun. Yıllar geçiyor, bugüne kadar çok motosiklet değiştirdik, motosikletle bir milyonun üzerinde çok rahat kilometrem vardır. Zaten bir tura çıktığımız zaman Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu 1400 kilometre, oradan geliyoruz, evimize gidiş, geliş katarsak 3500 kilometre bir turda yapıyoruz. Türkiye’de yılda 20’ye yakın uluslararası tur yapılmakta ve biz bu turların tamamına ekip olarak katılıyoruz.”
“ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA YURT DIŞINDA DA BU GÖREVİ YAPACAĞIMIZDAN EMİNİM”
Motosiklet kültürünün çok ayrı bir kültür olduğunu aktaran Okan Alp, “Eski bakanlarımızdan Kürşat Tüzmen, İstanbul Valimiz Ali Yerlikaya motosiklet tutkunu, onlar da bunu yaşatmaya çalışıyor. Motosiklete bindiğimiz zaman içimizde çok büyük bir rahatlık oluyor, iş yerine gidince bir stres yaşamıyoruz, ya da oranın stresini eve getirmiyoruz, o stresi yolda iki teker üzerinde atlatıyoruz” şeklinde görüş belirtti.
Okan Alp, motosikletle her yerde halkla, doğayla iç içe olduklarını vurgulayarak, “Baba-oğul motosiklete binmek çok güzel bir şey yanınıza baktığınızda motosiklet üzerinde babanız, yaşı gelmiş 72’ye onunla gurur duyuyorsunuz. Babamın gözünden bakınca da oğlu yanında hayal edilecek bir olay. Allah uzun ömürler versin. Biz babamın yanında ağır kalıyoruz. Babam her tura katılıyor, benim gidemediklerime de gidiyor” ifadelerini kullandı.
Okan Alp, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de çok güzel bir bisiklet turu organizasyonu düzenlediklerini de söyledi.
Azerbaycan’dan, Balkan ülkelerinden teklifler aldıklarını ve gitmeyi de düşündüklerini belirten Okan Alp, şöyle konuştu:
“Özellikle Fransa Bisiklet Turu’na katılmayı istiyorum, ama onlar da bizim Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’na katılmayı istiyor, çünkü katılım olarak da çok iyi yerdeyiz. Önümüzdeki yıllarda yurt dışında da bu görevi yapacağımızdan eminim. Türkiye Motosiklet Federasyonu olarak da çok aktif bir federasyonuz, bunda da başkanımız Bekir Yunus Uçar’ın çok büyük katkıları var. Özellikle milletvekilimiz, TMF milli takımlar kaptanımız Kenan Sofuoğlu ve arkasından gelen Toprak Razgatlıoğlu, Deniz ve Can, Bahattin gibi sporcularımızdan federasyon olarak çok gurur duyuyoruz, onları çok destekliyoruz. Bugün dünyada gerçekten Türkiye’nin motosiklet üzerinde bir ağırlığı, saygınlığı var, devam ettirmek için elimizden geleni yapıyoruz.”
Genel
Yenilenen Honda PCX125 Türkiye’de

Honda’nın en sevilen scooter modellerinden olan PCX125, yenilenen gövdesi ve yeni renk seçenekleriyle Türkiye’de satışa sunuluyor. Şehir içinde hem bireysel hem de ticari kullanıcıların beklentilerini karşılamaya hazırlanan yeni PCX125, standart ve gelişmiş donanım özelliklerine sahip DX versiyonu ile 22 Şubat 2025 Cumartesi günü Honda bayilerinde yerini alacak.
Türkiye’nin on yıldır satış lideri olan motosiklet markası Honda, yenilenen PCX125 modelini satışa sunuyor. Türkiye motosiklet pazarında scooter segmentinde yüksek satış grafiği ile birinci sırada yer alan PCX125 modeli, standart ve gelişmiş donanım özellikleri ile dikkat çeken DX versiyonu ile motosiklet severlerin beğenisine sunulacak. İlk kez 2010 yılında yollara çıkan PCX125; şehir içi kullanıma uyumlu tasarımı, trafikte kolay kullanımı ve saklama alanı gibi donanımsal özellikleri ile kullanıcıları tarafından Honda’nın en sevilen scooter modellerinden biri oldu. Ek olarak PCX modeli, 2010 yılında Avrupa’da Stop&Start teknolojisine sahip ilk motosiklet olmasıyla da bir ilke imza atarken; 2012 yılında da Honda’nın Smart Power (eSP) motorunu kullanan ilk scooter modeli oldu. Honda mühendisleri ve tasarımcıları tarafından geliştirilmeye devam eden model, 2016 yılında EURO4 uyumlu hale gelirken; 2018 ve 2021 yıllarında şasisi ve güçlü motoru yenilenerek yeniden yollara çıktı.
Kullanıcı ihtiyaçlarına uyum sağlayarak çağa ayak uyduran PCX125 modeli; yeni tasarımı, şasisi ve teknolojik özellikleri ile satışa sunuluyor. Scooter segmentinde dikkat çeken tasarımı ve yakıt ekonomisi ile fark yaratan PCX125 modelinin tüm versiyonlarında gri ve beyaz, DX versiyonunda ise ayrıca lacivert ve kırmızı renk seçenekleri olmak üzere 22 Şubat 2025 Cumartesi günü Honda bayilerinde yerini alacak. Yeni PCX125’in standart versiyonu 185 bin TL, DX versiyonu 200 bin TL’lik fiyatıyla yollara çıkacak.
Şehrin konfor ve kullanım kolaylığı sunan scooter modeli: PCX125
PCX125’in imzası haline gelen gövde tasarımı, önden arkaya doğru ilerleyen güçlü karakter çizgisi ve blok şeklinde temel gövde rengi ile bütünleşiyor. Yeni tasarımı ile zarif çizgiler eklenen modelin ön granajı, üst kısımdan aşağıya doğru incelirken aynı zamanda karartılmış ön cam granajı, etkili bir rüzgâr koruması sağlıyor. Yeni PCX125’in tam LED aydınlatması ve farların ince ‘V’ şeklindeki tasarımı ile dikkat çekiyor. Yeni tasarımda kaplanan geniş gidonlar, şehir içi sürüşlerde üstün manevra kabiliyeti sunuyor. Standart versiyonda önemli bilgileri sürücüye aktaran LCD ekran sunulurken; PCX125’in yeni DX versiyonunda parlak güneş ışığında görüşü artırmak üzere optik kaplamaya sahip yeni 5 inçlik tam renkli TFT ekran yer alıyor. Aynı zamanda DX versiyonunda Honda RoadSync sorunsuz bir IOS/Android akıllı telefon bağlantısı deneyimi sunuyor. Sol gidondaki kullanımı kolay, arkadan aydınlatmalı yeni dört yönlü geçiş anahtarı sayesinde sürücüler, Bluetooth kask kulaklığı üzerinden arama veya müzik dinleme gibi işlevleri kullanabiliyor.
Konforlu bir mobilite sunan yeni PCX125’in arkadaki tutunma barları, sürüş esnasında yolcuya rahat ve destekleyici tutuş sağlıyor. Sele hem biniciye hem yolcuya konfor ve kolay zemin erişimi için tasarlanırken; aynı zamanda selenin altında 30,4 litrelik geniş depolama alanını gizliyor. Kullanışlı depolama alanı ile fark yaratan PCX125’in torpido gözünde de akıllı telefon bağlantısı için bir adet USB-C soketi yer alıyor. Bunlara ek olarak yakıt dolumu sırasında depo kapağını koymak üzere bir alan bulunurken; kontak anahtarı düğmesini ve bölme kilidini kontrol eden Akıllı Anahtar, opsiyon olarak sunulan 35 litrelik çıkarılabilir Smart Top Box’u da uzaktan açıp kapatma ve otomatik kilitleme işlevi sunuyor.
Hem bireysel hem ticari kullanıcıların ihtiyaçlarına uygun scooter: PCX125
Yeni Honda PCX125’in 125 cc hacimli, su soğutmalı SOHC, Smart Power Plus eSP+ dört supaplı motoru, yakıt ekonomisi ve performansı ile öne çıkıyor. Yenilenen modele Honda Seçilebilir Tork Kontrolü (HSTC), Stop&Start teknolojisi, O2 sensörü eklenirken; ECU ayarları ve katalizörün konumu yenilendi. PCX125 ‘in verimli ve güçlü motoru 6500 d/d’de 11,7 Nm tork ve 8.750 d/d’de 9,2 kW güç sağlıyor. Hem bireysel hem ticari kullanım için önem taşıyan yakıt tüketimi konusunda da farkını ortaya koyan yeni PCX125 modeli, yaklaşık 2,1 lt/100 km (WMTC modu) yakıt tüketimi değeri ve 8,1 litre depo kapasitesiyle bir depo ile yaklaşık 385 km menzile ulaşabiliyor.
Sürüş kolaylığı sunan PCX125’te sunulan Honda Seçilebilir Tork Kontrolü (HSTC) sayesinde yol tutuşu da artarken, sistem aktif haldeyken tekerlek patinajını azaltırken gösterge panelinde bir ‘T’ göstergesi yanıp sönüyor. Honda’nın eSP+ düşük sürtünme teknolojileri motorun her noktasında bulunurken, bu durum motorun verimliliğini artıyor. Bunun yanı sıra PCX125’te, CRF450R yarış MX modelinde kullanılan piston yağ jetleri düzenli bir soğutma sağlıyor. Optimize edilen debriyaj ve kasnaklar performansı tamamlıyor. PCX125’in aküsü, motosikletin aşırı deşarj durumunu önlemek için kendini kapatabilirken; Euro 5+ emisyon normunu kapsamında yeni ECU ayarları, yeniden konumlandırılan katalizör ve yeni O2 sensörü bulunan yeni egzoz sistemi bulunuyor.
Honda’nın scooter kullanıcılarının ihtiyaçlarına göre yıllar içerisinde yenilenen modeli PCX125’in çelik iskeleti, çevik kullanımı ile dayanıklılık sağlıyor. Şık jantları kıvrımlı gövde tasarımı tamamlarken; özel tasarımlı çift katlı çelik iskelet şasiyle şehir içi sürüşün zorlukları için dayanıklılık, şehir içi manevra kabiliyeti, kullanıcı dostu yapı ve rahat sürüş pozisyonu gibi avantajlar sağlıyor. Modelin standart versiyonda boş ağırlığı 133 kg ve DX versiyonunda 134 kg olurken; önde 14 inç ve arkada 13 inç boyutlarında jantlar da gövde tasarımını tamamlıyor. DX versiyonunda, engebeli şehir sokaklarında daha yumuşak bir sürüş için harici depolu yaylar devreye giriyor.
Genel
BMW R 90 S’e Saygı Duruşu: Yeni BMW 12 S

Borusan Otomotiv’in Türkiye distribütörü olduğu BMW Motorrad, efsanevi BMW R 90 S modelinin tasarım ve performans mirasını modern teknolojiyle harmanlayan BMW R 12 S’i tanıttı. BMW Motorrad, BMW R 12 S ile ikonik modeline saygı duruşunda bulunarak modern klasiklerin yer aldığı Heritage ürün yelpazesini genişletti.
Yarış Başarılarıyla Efsaneleşen Model: BMW R 90 S
Yarışlarda yer alan ilk seri üretim motosiklet olmasıyla öne çıkan BMW R 90 S, bu sayede kazandığı güçlü imajı günümüze dek sürdürmeyi başardı. 1976 yılında Man Adası’nda gerçekleştirilen Production TT’de Hans-Otto Butenuth ve Helmut Dähne’nin elde ettikleri birincilik, aynı yıl düzenlenen 1.600 kilometrelik Daytona Yarışı’nda Steve McLaughlin’in kazandığı zafer ve takım arkadaşı Reg Pridmore’un tarihteki ilk AMA Superbike şampiyonu olması BMW R 90 S’in popülerliğini zirveye taşıyarak en çok tercih edilen BMW motosikletleri arasında yer almasını sağladı.
BMW R 90 S Ruhunun Günümüze Yansıması: BMW R 12 S
Tam 51 yıl önce yılında sunduğu 67 beygir güç ve 200 km/s azami hızla efsaneleşen BMW R 90 S, olağanüstü sürüş dinamikleriyle BMW Motorrad’ın sportif iddiasını yansıtıyor. Aerodinamik gerekliliklere uygun gidon kaplaması, motor üzerinde kırmızı renkle işlenmiş “90” yazısı ve “R 90 S” amblemiyle dikkat çeken BMW R 90 S, çağının ötesinde şık bir duruş sergiliyor.
BMW R 12 S, birçok detayıyla BMW R 90 S ruhunu benimserken tüm bu özellikleri ustalıkla günümüze aktarıyor. BMW R 12 nineT modelini temel alan motosiklet, özgün ve sportif retro bir modeli somutlaştırırken BMW R 90 S’e övgü oluşturacak çeşitli bileşenlerden de yararlanıyor.
BMW Motorrad Tasarım Başkanı Alexander Buckan konuyla ilgili şunları söylüyor: “BMW R 12 S modelimizin belirleyici tasarım ögeleri arasında; gidona monte edilen kokpit kaplaması, renkli ön cam, kontrast dikişli sele ve 1975 yılının efsanevi R 90 S Daytona Turuncusu rengine atıfta bulunan metalik Lava Orange gövde rengi yer alıyor. Tasarım; yan kapaklara işlenmiş kırmızı ‘S’ harfi, çift şeritli kırmızı depo ve sele yükseltisinin alüminyum yüzeyi gibi detaylarla kusursuz şekilde tamamlanıyor.”
Standart Donanımla Gelen Konfor
BMW R 12 S’in sportif bir retro motosiklet olma iddiası; Wire Spoke Option 719 Classic II ile parlak ve doğal anodize alüminyum jantların yanı sıra diğer yüksek kaliteli bileşenler gibi çok sayıda standart ürün özellikleriyle vurgulanıyor. Gidonlar ve çatal boruları siyah rengiyle karizmatik bir duruş sergilerken Shadow Billet Pack ve Shadow II Billet Pack’in bileşenleri, yüksek kalitede teknik detaylarıyla konforlu sürüşü beraberinde getiriyor. Shadow Billet Pack’te sol ve sağ ateşleme bobini kapakları, yağ dolum kapağı vidası ile mat metalik avus siyah kaplama silindir kafası kapakları yer alıyor. Shadow II Billet pack ise ayak freni ve vites değiştirme kolları dahil olmak üzere sürücü ve yolcu için ayak dayama sistemi, el freni ve debriyaj kolları, ön fren ve debriyaj için genleşme deposu kapaklarının yanı sıra gidonlar ve aynaları içeriyor.
Diğer standart özellikler arasında Yokuş Kalkış Kontrolü, Pro Vites Değiştirme Asistanı, Isıtmalı Elcikler ve Cruise Control fonksiyonlarını içeren Comfort Paketi yer alıyor. Adaptif viraj ışığı Pro Far ise geceleri çok daha güvenli bir sürüş için dönüşlerde yolun daha iyi aydınlatılmasını sağlıyor.
Orijinal BMW Motorrad Aksesuarlarıyla Konforlu ve Güvenli Sürüş
Titanyum egzoz sistemleri, soft çantalar ve navigasyon hazırlığı gibi tüm aksesuar ürünleri BMW R 12 nineT’yi temel alması nedeniyle BMW R 12 S modelinde de kullanılabiliyor. Çizgilerin iddialı dinamizmi, Orijinal BMW Motorrad Aksesuarı olarak sunulan kısa arka bölüm ve salıncak koluna takılan siyah plaka tutucu kullanılarak daha da güçlendirilebiliyor. Ek olarak Lastik Basınç Kontrolü (RDC), Hırsızlık Önleyici Alarm Sistemi (DWA), Akıllı Acil Durum Çağrısı, Bağlantılı Sürüş Kontrolü ve klasik yuvarlak göstergelere alternatif mikro TFT içeren dijital ekran gibi seçenekler de konforlu ve güvenli sürüşü bir arada sunuyor.
Haber
BMW Motorrad yeni Superbike ve Hyper Naked madelini Tanıttı

Borusan Otomotiv’in Türkiye temsilciliğini üstlendiği BMW Motorrad; teknik ve görsel açıdan güncellenen dört modelini tanıttı. Yüksek performanslı superbike modelleri Yeni BMW M 1000 RR ve Yeni BMW S 1000 RR’ın yanı sıra heyecan verici hyper naked modelleri Yeni BMW M 1000 R ve Yeni BMW S 1000 R, genişletilmiş standart özellikleriyle öne çıkıyor. Güncellenen dört model, Euro 5+ emisyon standardına uygunluğu ve dönüş açısı azaltılmış M kısa hareketli gaz koluyla dikkat çekiyor.
Güç ve Performansın Zirvesi: Yeni BMW M 1000 RR
Yeni BMW M 1000 RR, sıralı dört silindirli motoru sayesinde bir önceki versiyonuna göre 6 beygir daha fazla güç sunuyor. Toplam gücü 218 beygire (160 kW) yükselen Yeni BMW M 1000 RR güncellenen ön kaplama ile iyileştirilmiş aerodinamik özelliklerinin yanında yeni üretilen M Winglets 3.0 sayesinde yarış pistinde çok daha hızlı tur süreleri elde edilmesini sağlıyor. Bunun yanı sıra Flex Frame özelliği, sol tarafta yeni bir motor montaj bağlantısı da içeriyor.
BMW Motorrad’ın geliştirdiği yeni kontrol sistemi Dinamik Çekiş Kontrolü (DTC), bundan böyle Gidon Açısı Sensörü ve Yeni Kayma Kontrolü fonksiyonlarını da içeriyor. M kısa hareketli gaz kolu ile bir araya geldiğinde bu sistemler performans ve kontrol açısından önemi ölçüde artış sağlıyor. Beyaz Renk Standart Paket ve Metalik Siyah Renk M Competition olmak üzere iki versiyonla sunulan Yeni BMW 1000 RR, her iki versiyonda da M renklerinde grafikler içeriyor.
Pistlerin Vazgeçilmezi: Yeni BMW S 1000 RR
Özellikle pist kullanımı için önemli ölçüde geliştirilen Yeni BMW S 1000 RR’ın M kısa hareketli gaz kolu, verilen her komuta çok daha hızlı tepki verilmesini sağlayarak üstün bir performans sunuyor. Yeni kanatçıklar bastırma kuvvetini artırırken, entegre fren hava kanallarını içeren yeni ön jant kapağı frenin daha iyi soğutulmasını sağlıyor. Modelin yeni yan kaplama panelleriyse çarpıcı görünümüyle dikkat çekiyor. Yeni BMW S 1000 RR; Metalik Siyah Renk Standart Paket, Metalik Bluestone Sport Modeli ve M Paketiyle sunulan Beyaz/M Motorsport renklerindeki M Motorsport Modeli olmak üzere üç renk temasıyla sunuluyor.
Dinamik Tasarım, Üstün Performans: Yeni BMW M 1000 R
Yeni BMW M 1000 R, yeni çift akışlı LED farı ve farlar arasındaki hava girişinde yer alan M logosuyla çok daha dinamik bir tasarım içeriyor. Arka şasi ve salıncak, tüm renk seçeneklerinde metalik platin gri olarak sunuluyor. Siyah dokulu boya ile kaplanan kanatçıkların yanı sıra siyah renkli debriyaj kapakları ve jeneratör de şık bir görünüm sağlıyor.
Dinamik Çekiş Kontrolü de yenilenen ve kontrol stratejisi RR modellerinden alınan modelin M kısa hareketli gaz kolu, pist üzerinde özellikle Race modunda fark edilir bir iyileştirme sunuyor.
Yeni BMW M 1000 R’ın orijinal BMW Motorrad aksesuarları ve özel donanımlarının genişletilmiş yelpazesiyse modelde yapılan değişikliklerin kapsamını tamamlıyor.
Standart paketinde Beyaz/M Motorsport renk temasıyla ve yeni metalik mat beyaz alüminyum renginde sunulan Yeni BMW M 1000 R, M Competition donanımla aynı zamanda Metalik Siyah/M Motorsport renk temasıyla da tercih edilebiliyor.
Daha Güçlü, Daha Teknolojik: Yeni BMW S 1000 R
Yeni BMW S 1000 R, önceki versiyonuna göre çok daha güçlü sıralı dört silindirli motoru ile 170 beygir (125 kW) güç sunuyor. Daha kısa son dişli oranı depar performansını artırırken optimize edilmiş standart Pro Vites Değiştirme Asistanı, daha akıcı vites değişimini destekleyerek sürüş keyfini maksimuma çıkarıyor.
Yeni M kısa hareketli gaz kolu ile bir araya geldiğinde çok daha dinamik bir ayar ve her durumda belirgin oranda daha iyi bir hızlanma sağlıyor. Ek olarak DTC çekiş kontrolü, M 1000 R modelinin DTC ünitesi üzerinde gerçekleştirilen güncellemelerin avantajından da yararlanıp modelin performansını artırarak etkileyici bir sürüş deneyimi sağlıyor.
Yeni BMW S 1000 R’da aynı zamanda RR modellerinden alınan ve motosiklete çok daha çarpıcı bir görünüm kazandıran yeni çift akışlı LED farlar kullanılıyor. Modelin genişletilmiş standart özellikleri arasında Yapılandırılabilir Motor Freni, Motor Sürükleme Torku Kontrolü (MSR), kısa bir plaka taşıyıcı, USB-C şarj soketi ve acil durum çağrıları için E-Call da yer alıyor.
Yeni BMW S 1000 R; Metalik Siyah Renk Standart Paket, Bluefire/Mugiallo Sarı renklerinde Sport Model ve M paketiyle Beyaz/M Motorsport olmak üzere üç renk temasıyla sunuluyor.